Dil değişkenliği 101: Nedir?

Gelecekte bu blogda yer alacak yazıların çoğu, dil değişkenliği (İng. language variation) üzerine olacak. Bu nedenle, ilerideki yazılar için temel bir arka plan oluşturmak amacıyla bu yazıyı yazıyorum.

Günümüz zamanının geniş ve olağan akışında her gün tekrarlanan ve sıklıkla gözlemlediğimiz bir olayla yazıya başlamak istiyorum. Olay beklendiği gibi bir habere de konu olmuş [1]. Sekiz yıl önce Haber Türk ağ sayfasında yer alan haberin özetinde bu yazıya rehberlik edecek şu ifadeler yer alıyordu:

Önce kelimelerden sesli harfleri kaldıran sonra da sosyal medyada kendilerine özgü bir dil geliştiren gençleri anlamak için bu dilin şifrelerini çözmek gerekiyor. Gençlerin bu ‘sosyal dili’ Türkçe’nin yozlaşmasına, ortak dilin ortadan kalkmasına mı yol açıyor?

Bu haber özeti, gençlerin sosyal ağ ortamlarında kendilerine özgü bir sosyal dil geliştirdiğini ifade ediyor. Yazının devamında rehberlik etmesi için haber özetinden şu ifadeleri ön plana çıkarıyorum: “sosyal medyada kendilerine özgü bir dil geliştiren,” “gençler” ve “sosyal dil.” Şimdi yazıyı bu ifadelere götürecek kavramsal temelleri ele alalım.

Toplumsal alanlar, bireylerin dil kullanımındaki çeşitliliğin gözlemlenebildiği yerlerdir. Okul, arkadaş grubu, sosyal ağlar ya da dernekler gibi ortamlarda bu çeşitlilik, seslerde, sözcüklerde ya da dilbilgisi yapılarında kendini gösterir. Toplumdilbilim, bu çeşitliliği açıklamak için bireylerin toplumsal özellikleri ile dilsel birimleri ilişkilendirir. Bu bağlamda, toplumsal özellikler toplumsal değişken, dilsel birimler ise dilbilimsel değişken olarak adlandırılır. Toplumsal değişkenlere örnek gösterilebilecek yaş, cinsiyet, etnisite, toplumsal cinsiyet ve kimlik gibi gözlemler, doğrudan kontrol edilemediği için bağımsız değişkenlerdir. Öte yandan bu bağımsız değişkenlere bağlı biçimde gerçekleşen ses, sözcük ve dilbilgisi farklılıkları ise bağımlı değişken olarak değerlendirilir. Yukarıdaki haberin devamında gençlerin sosyal ağlarda yer alan bir gönderiyi beğenmek için favlamak ifadesini benimsediği ifade ediliyor. Haber metninde bu dil kullanım çeşitliliğinin kaynağı olarak gösterilen gençler ifadesi, yaş kategorisi üzerinden değerlendirildiğinde toplumsal değişkeni, favlamaksözcüğü de dilbilimsel değişkeni oluşturur. Bu gözlemi aşağıdaki görselle sunmak mümkün:

Şekil 1. Toplumsal ve dilbilimsel değişkenler

Şekilde de görüldüğü gibi, orta yaş ve üstü grupların beğenmek, gençlerin ise favlamak sözcüğü ile ifade ettiği bir sosyal ağ gönderisini beğenmek davranışı, kendi içinde çeşitlilik gösteriyor. Toplumdilbilim çalışmaları bu gözlemi değişken (İng. variable) ve alt değişken (İng. variant) kavramları ile açıklar. Değişken, bireylerin toplumsal arka planlarına göre farklılık gösteren dilsel birimleri ifade ederken, alt değişken bu değişkene bağlı olarak ortaya çıkan çeşitliliği tanımlar. Bu gözlem, aşağıdaki görselle daha açık bir şekilde ifade edilebilir:

Şekil 2. Değişken ve alt değişken

Yukarıdaki görsel, beğenmek değişkeninin favlamak ve beğenmek biçiminde iki farklı alt değişkene sahip olduğunu göstermektedir. Değişken kavramı, gözlemi adlandırmak için kullanılan soyut bir ifadedir; örneğin, beğenmek değişkeni. Alt değişken ise bu soyut değişkene yönelik somut gözlemleri tanımlar; örneğin, favlamak ve beğenmek alt değişkenleri. Bu gözlemi adlandırmak için değişkenlik (İng. variation) kavramı kullanılır. Yani bu gözlem gelişigüzel biçimde beğenmek sözcüğünde gerçekleşen değişkenlik biçiminde ifade edilebilir. Bu durumda yukarıdaki görsele şöyle bir ekleme yapılabilir:

Şekil 3. ‘Beğenmek’ sözcüğünde gerçekleşen değişkenlik

Habere dönecek olursak, gençlerin sadece beğenmek sözcüğünde değil, başka sözcüklerde de değişken kullanımlar gösterdiği belirtiliyor. Örneğin X sosyal ağında bir kullanıcıdan bahsetmek davranışını ifade etmek için kullanılan mentionlamak sözcüğü, haberde bu çeşitliliğe örnek gösterilmiş. Bu durumda bahsetmek bir değişken, mentionlamak ve bahsetmek ise bu değişkenin alt değişkenleri olarak değerlendirilebilir. Habere gittiğimizde benzer örnekleri görebiliriz; hatta haber içeriğinde verilen örnekleri çoğaltabileceğimizi de düşünebiliriz.

Peki beğenmek ve bahsetmek gibi değişkenlikler gösteren diğer dilsel birimlerin sistemli bir şekilde bir arada kullanılması nasıl açıklanabilir? Benzer toplumsal motivasyonlarla bir araya gelen bu tür değişkenlikler, dil değişkesi (İng. language variety) ya da kısaca değişke (İng. variety) kavramlarıyla adlandırılır. Yukarıda alıntılanan haber özetinde geçen sosyal dil ifadesi, -haberin diline bağlı kaldığımda- bu gözlemde bir dil değişkesini temsil etmektedir. Bu dil değişkesinin içinde -haberde örneklendiği gibi- favlamakmentionlamakrt’lemek ve stalklamak gibi sözcükler sistemli bir şekilde yer alır. Bu durumu daha somut hale getirmek için aşağıdaki görsele başvurabiliriz:

Şekil 4. Dil değişkesi

Haberde bahsedilen sosyal dil gibi, Türkiye bağlamında da kendi içinde farklı değişkenleri sistemli bir şekilde barındıran dil değişkelerini örneklemek mümkündür. Örneğin, günlük yaşamda Ankara ağzı ya da Ankara konuşması olarak adlandırılan konuşma biçimi bir değişkedir. Ankara değişkesi, belirli ses ve sözcük değişkenlerinin sistemli bir örüntü gösterdiği bir yapıya sahiptir. Benzer şekilde, Türkiye’nin neoliberal ekonomi politikalarının bir sonucu olarak ortaya çıkan plaza değişkesi de buna örnektir. Çoğunlukla büyük şehirlerde yaşayan, yükseköğrenim geçmişine sahip ve çok uluslu şirketlerde çalışan bireylerce kullanılan plaza değişkesinin içerisinde sistemli bir örüntüyle gerçekleşen dilbilimsel değişkenler bütünü yer almaktadır.

Biraz daha geniş açıdan varsayımsal baktığımızda, sosyal dilAnkara değişkesi ve plaza değişkesi kavramlarıyla ifade edilen farklı konuşma şekilleri, Türkçenin kendi içinde gösterdiği değişkenliktir. Dil değişkenliği (İng. language variation), bir dilin toplumsal, coğrafi ya da bağlamsal etmenlere bağlı olarak birden fazla dil değişkesini barındırmasıdır. Yazının son görselini de dil değişkenliğini somutlaştırmak için şöyle kullanıyorum:

Şekil 5. Türkçe için varsayımsal bir dil değişkenliği

Bu yazının başında, sekiz yıl önce Haber Türk ağ sayfasında yer alan bir haberin özetini alıntılamış ve bu özetin bazı ifadelerini öne çıkarmıştım. Söz konusu haber özeti ve dikkat çektiğim kavramlar şöyleydi:

“Önce kelimelerden sesli harfleri kaldıran sonra da sosyal medyada kendilerine özgü bir dil geliştiren gençleri anlamak için bu dilin şifrelerini çözmek gerekiyor. Gençlerin bu ‘sosyal dili’ Türkçe’nin yozlaşmasına, ortak dilin ortadan kalkmasına mı yol açıyor?”

Dil değişkenliği, dil kullanımındaki çeşitliliğin toplumdaki bireylerce fark edilmesiyle başlar. Haberi okuduğunuzda büyük olasılıkla, “Aa öyle miymiş?” ya da “İlk kez gördüm” gibi bir tepki vermediniz. Bu da haberdeki gözlemin, Türkçede gerçekleşen bir dil değişkenliğini temsil ettiğini gösteriyor. Haber özetinde yer alan gençler ifadesi, değişkenliğin toplumsal yönünü ortaya koyuyor. Başka bir deyişle, belirli bir yaş grubunda bulunan, zamanlarının büyük kısmını sosyal ağlarda geçiren ve günlük iletişim gereksinimini bu ağlarda karşılayan bireylerin Türkçede gerçekleşen dil değişkenliğine katıldığını görüyoruz. Alıntılanan haber özeti, bu değişkenlik çerçevesinde gerçekleşen gözlemi sosyal dil ifadesiyle adlandırıyor. Bu durumda sosyal dil ifadesinin bir dil değişkesine işaret ettiğini söyleyebiliriz. Bununla birlikte, “sosyal medyada kendilerine özgü bir dil geliştiren gençler” ifadesi, bu dil değişkesinin sistemli biçimde farklı değişkenleri barındırdığını gösteriyor. Yani, Türkçedeki dil değişkenliğine katılan gençler, diğer yaş gruplarından farklı olarak, benimsedikleri sosyal dil ile dilsel birimleri kendi içinde örüntü gösterir biçimde kullanmaktadırlar.

Haber özetinde dikkatinizi çekmiş olabileceğini düşünerek kısaca “Türkçenin yozlaşması” ifadesine de değinmek istiyorum. Dil değişkenliği ile doğrudan bağlantılı olmayan bu ifade, haberde sözü geçen dil değişkesinin toplumsal alanda fark edilebilir durumda bulunduğuna ve bu yönüyle de toplumsal açıdan anlamlı olduğuna bir kanıt sunuyor. Dil değişkenliği gözleminin yaygın bir parçası olarak ölçünlü dil (İng. standard language) (örneğin, Türkiye’de İstanbul değişkesi) konuşurları, haberde adı geçen sosyal dil gibi ölçünlü olmayan değişkeleri sıklıkla dilin yozlaşmasıçerçevesinde değerlendirir. Toplumu oluşturan bireylerin politik-ekonomik güdülerince gerçekleşen bu gibi yakınmalar, dil ideolojisi göstermesi açısından anlamlıdır.[2] Ancak yazının dağılmaması adına, dil ideolojisi kavramını sonraki yazılarda ele almak üzere burada açık bırakıyorum.

Yazıda iki kez toplumdilbilim ifadesini kullandım. Toplumdilbilim, temel olarak dil ve toplum arasındaki ilişkiyi açıklamayı amaçlayan bir dilbilim alanıdır. Oldukça geniş bir alanyazına sahip olan bu alanın büyük bölümünü yukarıdaki kavramsal çerçeveyi takip eden çalışmalar oluşturur. Bu nedenle, yazıda sunulan kavramsal çerçeveyi takip eden çalışmaların oluşturduğu toplumdilbilim alanı değişkeci toplumdilbilim (İng. variationist sociolinguistics) kavramıyla adlandırılır.

Değişkeci toplumdilbilim ve dil değişkenliği

Değişkeci toplumdilbilim ve dil değişkenliği adında yukarıda kapak sayfalarını gördüğünüz bir kitabım var. Kitabın birinci baskısı Mart 2023, ikinci baskısı ise Kasım 2023’te Pegem Akademi tarafından yapıldı. Kitapta, değişkeci toplumdilbilim alanında benimsenen kavramsal çerçeveyi ve yöntembilimi -bu yazıda olduğu gibi- Türkiye bağlamından farklı gözlemler üzerinden ele aldım. Kitaptaki amacım gelecekte Türkiye bağlamında çalışmalarını yürütecek araştırmacılara rehberlik etmekti. Bununla birlikte, bu kavramları Türkiye bağlamında gerçekleştirdiğim iki farklı çalışma üzerinde yeniden yorumladım. Buradan önizlemesini yapabileceğiniz kitabı meraklısına tabi ki öneriyorum 🙂

___

Ekler/notlar

[1] Gençliğin dilini anlama kılavuzu. (2016, 12 Ocak). Haber Türkhttps://www.haberturk.com/gundem/haber/1179712-gencligin-dilini-anlama-kilavuzu

[2] Gelecek blog yazılarından biri için not: Dil ideolojisi 101: Nedir?

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top